İçeriğe atla (Enter tuşuna basın)
PRP uygulaması uzun yıllardır doku iyileşmesine yaptığı katkılar nedeniyle tıbbın bir çok alanında deneysel düzeyde de olsa araştırılmış ve bu alandaki yararlı etkileri bir çok çalışmaya konu olmuştur. Hasta serilerinin küçük olması, sağlanan iyileşmenin net kriterlerle ölçümündeki zorluklar ve en önemlisi de hastadan elde edilen otolog biyolojik materyalin, yani plazmanın standardize edilememesi nedeniyle bu çalışmalar bilim dünyasında olması gerektiği biçimde yankı bulamamıştır.
PRP’nin bir çok alandaki çalışmalara konu olmasını sağlayan temel neden, uygulandığı dokuda iyileşme sürelerini % 40 ila % 50 oranında geriye çekmesidir. Yani PRP doğal iyileşme sürecinin farklı fazlarını kısaltabilme özelliğine sahiptir. PRP’nin otolog kandan hazırlanması sert ve yumuşak dokularda güvenilir bir seçenek olmasının temel nedenidir; böylece immün reaksiyonlar veya infeksiyon bulaşma riski elimine edilmektedir (Marx 2001). PRP sadece hücre çoğalmasını stimüle eden sayısız büyüme faktörünün kaynağı olmakla kalmaz, aynı zamanda hücre göçünü ve ekstraselüler matriks oluşumunu destekleyen 3 boyutlu (3-D) biyoaktif bir iskele (fibrin jel) oluşumunda da rol alır.
PRP’nin varsayılan avantajlarından biri de tedavi amacıyla tek tek izole edilip gelişigüzel kullanılan büyüme faktörlerinden farklı bir biçime çok sayıda büyüme faktörünü kontrollü bir biçimde salıvermesidir; böylece proliferatif ve inhibitor ajanların doğal bir denge içinde ve fizyolojik orantılar dahilinde hedef dokulara verilebilmesidir. (Yuan et al., 2013). Ayrıca PRP’nin Staphylococcus aureus ve Escherichia coli çeşitli gibi patojenler üzerinde antimiktobiyal bir etkisi olabileceğini gösteren bazı in-vitro çalışmalar da mevcuttur (Bielecki et al., 2007)
Özetlemek gerekirse PRP’nin iyileşe süresini kısaltabilme dışında şu yararlarından da söz edilmelidir.
-
PRP otologdur, bu yüzden immunojenik olamaz.
-
Doku onarımı ve rejenerasyonunda rol alan temel büyüme faktörlerinin salınımını sağlar.
-
Kapalı bir sistemde, yani biyolojik materyalin dış ortama tamamen kapalı bir döngüde alınıp işlenmesi sağlandığında enfeksiyon riski azalmış durumdadır.
-
Bir kök hücre tedavisi olarak tanımlanmamakla birlikte mezenkimal kök hücrelerin stimülasyonunu sağlar.
-
Fibroblastların çoğalmasını ve kolejn üretimini stimüle eder.
-
İyileşme sürecini hızlandırır, ağrıyı ve cerrahi endikasyonlarda kullanıldığında hastanede kalış süresini azaltır.
PRP’nin mezenkimal kök hücre, otolog trombin serum ve hyaluronik asit ile kombine edilerek kullanıldığı diğer alanları aşağıdaki şekilde özetleyebiliriz.
ESTETİK-DERMATOLOJİ-PLASTİK CERRAHİ
PRP dermal fibroblastlar tarafından kolajen sentezini tetiklediği için deri rejuvenasyonunda ümit veren bir seçenek olarak ortaya çıkmıştır (Abuaf et al., 2016, Cho et al., 2010, Cho et al., 2012, Kim et al., 2016).
Yıllardır aralarında alopesi, skar revizyonu (keloid veya travmatik skarlar), akne skarları, doğum/büyüme çatlakları, deri rejuvenasyonu (cilt dokusunda ve sıkılığında tümden bir iyileşme) ve dermal güçlendirme (nasolabial kıvrım gibi derin kırışıklıklar) gibi deri uygulamalarında başarıyla kullanılmıştır. Bazen de laser, radyofrekans, yağ grefti gibi uygulama seçenekleri ile birlikte kullanılarak tek başına bu uygulamalardan elde edilecek sonuçların daha üst düzeye taşınmasını sağlayabilir.
PRP plastik cerrahide yüz germe, meme küçültme, kol germe, abdominoplasti deri fleplerinin oluşturulduğu cerrahi prosedürler sırasında seroma ve/veya hematom oluşumunu azaltmak için kullanılabilir. Otolog bir ürün olması nedeniyle PRP’nin ciddi bir istenmeyen etki yaratma riski yoktur. Bununla birlikte intradermal olarak enjekte edildiğinde enjeksiyon bölgesinde ağrı, eritem kaşıntı, yanma gibi bazı minor yan etkiler ortaya çıkabilir ancak birkaç gün sora kendiliğinden ortadan kalkar. Deri uygulamaları ince çizgilerin, derin kırışıklıkların giderilmesi, gözaltı morlukları, alopesi ve laser ya da kimyasal peeling ajanları ile birlikte kullanımı olarak özetlenebilir. Cerrahi uygulamaları arasında ise Otolog Trombin Serum (ATS) ile birlikte Otolog Biyolojik Yapıştırıcı elde edilmesi ve hacim kazandırıcı uygulamalar için yağ grefti ile birlikte kullanımı sayılabilir.
REFERANSLAR:
Redaelli (2010). «Face and Neck Revitalization With Platelet-rich Plasma.» Journal of Drugs in Dermatology 9(5) : 466-472.
Farrior, E. and K. Ladner (2011). «Platelet gels and hemostasis in facial plastic surgery.» Facial Plast Surg 27(4): 308-314.
Cervelli, V., F. Nicoli, et al. (2012). «Treatment of traumatic scars using fat grafts mixed with platelet-rich plasma, and resurfacing of skin with the 1540 nm nonablative laser.» Clin Exp Dermatol 37(1): 55-61.
ORTOPEDİ VE AĞRI TEDAVİSİ
PRP, son yıllarda spor hekimliğinde kas-iskelet yaralanmalarında yenilikçi bir yol olarak değerlendirilmiş ve yaygın olarak bilinen ve uygulanan bir tedavi seçeneği haline gelmiştir.
Lokalize PRP enjeksiyonu, osteoartritten tendinopatilere (rotator manşet, patellar, aşil ve dirsek tendonları) kondropatilere, kas ve bağ yırtıklarına (ön çapraz bağ) kadar değişen çeşitli kas-iskelet problemlerinde klinik açıdan değerlendirilmiştir. Etkinliğini ve güvenilirliğini değerlendiren çalışmalar hayli çoktur, ancak sonuçlar büyük ölçüde farklılık göstermektedir. Bunun nedeni PRP hazırlamadaki standart eksikliği, enjeksiyon tekniği ve sonuçların değerlendirilme yöntemlerindeki farklılıklardır. Ancak yine de genel olarak PRP’nin, daha da spesifik olarak Regen Lab PRP gibi lökositi azaltılmış standardize bir PRP’nin ağrıyı etkili bir biçimde azaltabildiği/giderebildiği ve işlevsel düzelme sağlayabildiği yolundaki açık kanıtlar nedeniyle yukarıda sözü edilen endikasyonlarda çekici bir tedavi seçeneği haline geldiği sonucuna varılabilir. Yan etkiler oldukça seyrek görülür. PRP kullanımından sonra en sık karşılaşılan komplikasyonlar intraartiküler enjeksiyonlar sonrası ortaya çıkar ve hafif şişkinlik ve lokal ağrı gibi lokal enflamatuar reaksiyonlarla sınırlıdır.
Ortopedi ve Spor Hekimliği branşlarında lökositi azaltılmış, standardize bir PRP preparatının enjeksiyonu;
Semptomlarda anlamlı düzelme sağlayan bir iyileşme sürecini destekler ve hızlandırır.
-
Ağrıyı önemli ölçüde azaltır
-
Analjezikler, antienflamatuar ilaçlar, kortizon enjeksiyonları ve cerrahi girişim gibi alternatif tedavilere olan ihtiyacı azaltır,
-
İmmünolojik çapraz reaksiyon riskini en aza indirir,
-
HIV, (Human immunodeficiency virus) CJD (Creutzfeldt-Jacob Hastalığı) ve hepatit gibi bulaşıcı hastalıklarla çapraz bulaşma riskini ortadan kaldırır.
UYGULAMALAR
-
Tendon, bağ dokusu ve kas lezyonları,
-
Plantar fasciitis (topuk dikeni)
-
Kartilaj lezyonları (potansiyel olarak sentetik 3 boyutlu matriks ile kombine olarak)
Otolog Trombin Serumla (ATS) birlikte Otolog Biyolojik Yapıştırıcı oluşturarak
-
Prostetik implantların biyointegrasyonu
-
Kemik rekonstrüksiyonu (potansiyel olarak kemik ikamesi ve/veya kemik iliği kök hücreleri ile kombine olarak) gibi uygulamalarda kullanılabilir.
REFERANSLAR:
Gobbi, A., G. Karnatzikos, et al. (2012). «Platelet-Rich Plasma Treatment in Symptomatic Patients With Knee Osteoarthritis: Preliminary Results in a Group of Active Patients.» Sports Health: A Multidisciplinary Approach March(4): 162-172.
Le Coz, J. (2011). «Twenty-two elbows tendonitis treated with platelets rich plasma after failure with the usual treatment.» Journal de Traumatologie du Sport 28(2): 83-89. Article in French
JİNEKOLOJİ VE CİNSEL SAĞLIK
Dünya Sağlık Örgütüne göre kadın nüfusunun %22’ye varan bir bölümü “disparüni”den (ağrılı cinsel ilişki) yakınmaktadır. Tedavisi uyum gerektiren bir tedavidir ve hormon replasman tedavisini de (HRT) içermektedir, ancak bu tüm kadınlar için, özellikle de geçmişte veya ailesinde meme kanseri öyküsü olan kadınlar için uygun değildir. Ayrıca birçok kadın bu tedaviyi uygulamada ve bununla ilgili kaygılarını dile getirmede kararsız kalmaktadır. Buna ek olarak kadınların büyük çoğunluğu (yaklaşık %70’i) yaşamları boyunca üriner inkontinens ve rahim sarkması (prolapsus) sorunu görülmektedir, bu popülasyonun %30-40’lık kesiminde bu durum semptomatiktir ve yaşam kalitesini artırmak için tedavi gerektirir. Pelvik duvar cerrahisi halen en sık uygulanan tedavidir; bununla birlikte kadınları olası komplikasyonlar, düşük başarı düzeyi ve uzayan post-op iyileşme süreci nedeniyle ekonomik, sosyal ve fiziksel yönden etkilemektedir.
Pelvik duvar cerrahisi çeşitli faktörler nedeniyle son zamanlarda daha da kompleks bir hale gelmiştir. Dahası mesh kullanımı ve kategoriye yönelik düzenlemeler konusunda atılan adımlar, sarkma ve idrar inkontinensi için kullanılan transvajinal implantın ve vajinal biyolojik xenograftın onayının Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi ve Avustralya Terapötik Ürünler İdaresi (TGA) tarafından geri alınması ile sonuçlanmıştır. Bu nedenle kadın-doğum uzmanı olan hekimler, bilinçli ve/veya daha kısa sürede iyileşme beklentisi içinde olan kadın hastalarının bu tür patolojilerinin minimal invaziv yöntemlerle tedavisinde daha bütüncül ve kapsamlı seçeneklerin arayışına girmişlerdir.
PRP rejeneratif özelliklerine ek olarak birçok jinekolojik semptomu çözebilmeyi sağlayan antienflamatuar ve immünomodülatör özelliklere sahiptir. Geleneksel tedaviye dirençli olan endikasyonlarda; örneğin topikal steroidlerle tedavi edilemeyen Lichen sclerosus veya topikal östrojenle ilerleme sağlanamayan vajinal atrofide olumlu sonuçlar gözlenmektedir.
PRP, kadınların yaşam kalitesinde ve cinsel işlevlerinde sağlamış olduğu düzelme sayesinde, majör bir komplikasyonu olmayan, minimal invaziv bir tedavi seçeneğidir (Aguilar et al., 2016), bu aynı zamanda Lichen sclerosus klinik semptomlarının düzelmesinde (Behnia-Willison et al., 2016), vajinal atrofide, yakın geçmişte tanımlanan menopozun genitoüriner sendromunda (Hersant 2018; Behnia-Willison et al., 2017) ve disparünide (Runels et al., 2014) de geçerlidir.
PRP enjeksiyonu vulvovajinal alana revitalizasyon, dermal ve deri rejuvenasyonu ve lezyonların iyileşmesi amacıyla yapılmaktadır. PRP veya PRP jeli ise vajinal mesh maruziyeti, vajinal mesh rezeksiyonu sonrası tam iyileşme sağlamak amacıyla yenilikçi bir yaklaşım olarak kullanılabilir (Castellani et al.,2016; Behnia-Willison et al., 2017)
PRP tek başına veya çoklu tedavinin bir parçası olarak vajinal laser ile birlikte strese bağlı üriner inkontinens, acil üriner inkontinens ve koital inkontinensin cerrahi olmayan tedavisinde minimal yan etki, iyi bir etkinlik ve güvenlik profili ile birlikte bir alternatiftir (Behnia-Willison et al., 2017).
REFERANSLAR
Behnia-Willison F, Pour NR, Mohamadi B et al. Use of platelet-rich plasma for vulvovaginal autoimmune condition like lichen sclerosus. Plast Recontr Glob Open 2016; 4(11):e1124
Portman DJ, Gass ML, Vulvovaginal Atrophy Terminology Consensus Conference P. Genitourinary syndrome of menopause: new terminology for vulvovaginal atrophy. International Society for the Study of Women’s Sexual Health and the North American Menopause Society. Menopause 2014; 21:1063-8.
ÜROLOJİK ENDİKASYONLAR
Tatmin edici bir cinsel performansın sağlanması için ereksiyonun gerçekleşmesi ve sürdürülmesi gerekir. Bunun sağlanamaması erektil disfonsiyon (ED) olarak tanımlanır. Erektil disfonksiyon fiziksel ve psikososyal etkileri nedeniyle yaşam kalitesi üzerinde önemli ölçüde olumsuz etki yaratabilir.
40’lı yaşlarda % 39, 50’li yaşlarda % 48’lere varan oranda görülebilen bu durumun organik ve psikojenik temelleri vardır, organik kaynaklı sorunlar arter yapısından ve kavernöz yapıdan ya da her ikisinden birden (karma) kaynaklanabilir.
PRP uygulaması erektil dokudaki yapısal elemanlar üzerindeki rejeneratif etkisi nedeniyle ED tedavisinde akılcı bir seçenektir; doku onarımı ve rejenerasyonu stimüle eder ve yeni damar oluşumu üzerinde etkilidir.
Erkeklerde üretral yapıdan kaynaklanan patolojilerin (üretral darlık) cerrahi olmayan yöntemlerle tedavisi de PRP uygulaması ile mümkün olabilmektedir.
Bunların yanı sıra penis eğriliği (Peyronie hastalığı) erkek yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bir patoloji olarak PRP veya PRP ve hyaluronik asit kombinasyonu ile başarılı biçimde tedavi edilebilmektedir.
REFERANSLAR
“PRP in Male ED & Urology”, Dr. Alexandr Babych, Institute of Urology Academy of Medical Sciences of Ukraine, Presentation in Biobridge Conference, September 2018, Venezia, Italy.
Virag R, Sussman H., Lambion S. and de Fourmestraux V., “Evaluation of the benefit of using a combination of autologous platelet rich plasma and hyaluronic acid for the treatment of Peyronie’s disease. Sex Health Issues, 2017, Volume 1(1) :1-6
OFTALMOLOJİ
PRP ile son zamanlarda inatçı korneal ülserlerin tedavisinde orta-ciddi düzeyde göz kuruluğu sendromunda (Garcia-Conca et al., 2017), nörotrofik keratit, oküler yüzey sendromu, post laser in situ keratomilöz (LASIK) ve amniyotik membran transplantasyonuna bağlı korneal yırtık sonrası yüzey rekonstrüksiyonunda başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Otolog plazma EGF, TGF, fibronektin ve A vitamini gibi çok sayıda epiteliyotrofik madde içerir. Bu faktörler korneal epiteliyal hücrelerin çoğalması ve korunması için gereklidir, aynı zamanda daha hızlı bir iyileşmeyi tetikledikleri için oküler yüzey hastalıklarının tedavisinde yararlıdırlar (Alio et al., 2012). Bu amaçla PRP hazırlamada 2 farklı formülasyon elde edilebilir: Göz damlası ve jelleştirilmiş PRP.
Şu ana dek bu ürünlerle ilgili istenmeyen bir etki bildirilmemiştir ve bu ürünler genellikle iyi tolere edilirler.
REFERANSLAR:
Alio, J. L., M. Abad, et al. (2007). «Use of autologous platelet-rich plasma in the treatment of dormant corneal ulcers.» Ophthalmology 114(7): 1286-1293 e1281.
Alio, J. L., J. R. Colecha, et al. (2007). «Symptomatic dry eye treatment with autologous platelet-rich plasma.» Ophthalmic Res 39(3): 124-129.
YARA / YANIK İYİLEŞMESİ
İyileşmesi güç veya iyileşmeyen yaralarda PRP kullanımı ümit verici bir yaklaşımdır. PRP bu amaçla uygulandığında “biyolojik olarak belirlenmiş bir oranda, sıralı ve organize biçimde salgılanan” büyüme faktörlerinin hemostazı ve iyileşme sürecini destekleyebilmesinin yanı sıra antimikrobiyal ve ağrı giderici özelliklere de sahiptir. Klinik bir bakış açısıyla PRP’nin bacak ülserleri, diyabetik ülserler, bası yaraları gibi kronik yaraların (Monami et al., 2017; Kontopodis et al., 2016) veya kısmi kalınlıkta deri grefti, cerrahi yaralar, fistüller ve yanıklar gibi akut yaraların (Guerid et al., 2013; Filomia et al., 2013; Nicoli et al., 2015; Teodoreanu et al., 2014) iyileşmesindeki yararlı etkileri çok sayıda klinik araştırma ile kanıtlanmıştır.
PRP uygulaması genellikle kronik yaralarda prosedür sırasında ve sonrasında herhangi bir komplikasyon olmaksızın pozitif sonuçlar verir. İlginç bir biçimde PRP uygulaması başka bir terapötik seçeneğin olmadığı inatçı yaralarda yararlı etkiler sunabilmektedir. Genel olarak yaranın tamamen kapanması birkaç hafta süren haftalık topikal uygulama ve/veya yara yatağına enjeksiyondan sonra sağlanabilmektedir (Cervelli et al., 2010)
PRP uygulaması aynı zamanda geleneksel tedavilerle etkinliğin sağlanamadığı çeşitli akut yaralarda da etkilidir. Ayrıca alternatif tedavilerle karşılaştırıldığında post-operatif ağrıyı azalttığı, iyileşme süresini ve enfeksiyon oluşum riskini kısalttığı da gösterilmiştir.
Kardiyovasküler cerrahide PRP uygulaması sternal yara infeksiyonlarını (Serraino et al., 2013) önemli ölçüde azaltabilmekte veya driveline (kateter yolu) enfeksiyonları (Jirritano et al., 2013) tedavi edebilmektedir.
İyileşmesi güç yara enfeksiyonlarının tedavisinde PRP uygulamasının ciddi bir advers etkisi bildirilmemiştir.
REFERANSLAR
Case: Dr Beustes-‐Stefanelli RSV (Réseau Santé Valais), Sierre Hospital Plastic Surgery and Hand Surgery Unit, rue Saint Charles, 14CH-‐3960 Sierre, Switzerland
Dr. B. Bioulac, AESTHETICS, PLASTIC SURGERY, Aesthetic hospital, Freudenstadt Germany
V. Cervelli Æ P. Gentile Æ M. Grimaldi Regenerative Surgery: Use of Fat Grafting Combined with Platelet-Rich Plasma for Chronic Lower-Extremity Ulcers
V.Cervelli et al.,Use of platelet rich plasma and
hyaluronic acid on exposed tendons of the foot and ankle JOURNAL OF WOUND CARE VOL 19, NO 5, MAY 2010
DENTAL TIP UYGULAMALARI
PRP’nin dental tıp uygulamalarında kullanımı ile ilgili olarak kanamayı azalttığı, yumuşak doku ve kemik dokusu iyileşmesini desteklediği gösterilmiştir.
İnsanlarda yapılan klinik çalışmalar PRP ile diş çekimi, periodontal cerrahi, implant cerrahisi gibi birçok oral ve dental cerrahi prosedüründe ümit veren sonuçlar elde edildiğini göstermektedir. Diş çekimi sonrasında alveolar sokete PRP uygulanması yumuşak dokuda iyileşme sağlamakta ve kemik rejenerasyonunu olumlu etkilemektedir. (Traini et al., 2018; Forni et al., 2013)
PRP tedavide diğer materyallerle birlikte kullanıldığında tek başına kullanıldığı durumdan daha iyi sonuç vermektedir. Bir kaplama materyali olarak kullanıldığında implant cerrahisinde de ümit veren sonuçlar elde edilmektedir.
Bunun dışında PRP çene kemiğinde bifosfonata bağlı osteonekroz (BRONJ) tedavisinde yara iyileşmesini ve kemik matürasyonunu desteklediği için yararlıdır.
PRP uygulaması nekrotik kemik küretajı ile kombine edildiğinde inatçı BRONJ tedavisinde minimal bir invaziv girişimle başarılı sonuçlar elde edildiği kanıtlanmıştır.
PRP hastalar için güvenli, hekimler için kolay ve pratik bir yöntemdir, oral ve dental cerrahideki birçok prosedürde geçerli bir tamamlayıcı yöntem olarak seçilebilmektedir (Albanese et al., 2013)
REFERANSLAR
“Platelet Gel: applications in dental regenerative surgery”; Forni F., Marzagalli M., Tesei P., Grassi A., Blood Transfus. 2013;11:102-7
“The effects of the combined use of platelet rich plasma and xenograft on alveolar socket healing”; Traini T., Isaia B., Isaia F., and Isaia L., Biomed J SciTech Res 2018; Volume 3-Issue 1
VETERİNER UYGULAMALAR
Veteriner hekimler hayvanlardaki spesifik yaralanmalarda iyileşme sürecini hızlandıran etkileri nedeniyle PRP kullanmaktadırlar. PRP kedi ve köpeklerden atlara kadar değişen bir tür yelpazesinde bir dizi endikasyonda hayvanlara uygulanmaktadır. Küçük hayvanlarda korneal ülserler, deri yaraları, Feline Lösemi Virüsü, hematolojik hastalıklar bunlar arasında sayılabilir. Kalıtsal veya edinilmiş koagülopatilerde köpeklerdeki Osteoartrit ve ağrı tedavisinde PRP transfüzyonu uygulanabilir. Atlarda asıcı bağ yaralanmaları, kıkırdak hasarı, iyileşmeyen yaralar, korneal ülserler, tendon yaralanmaları, dizlerdeki eklem hasarları, tendon kopmaları, kırıklar, periostitler de bunlara eklenebilir. PRP preparatlarının otolog yapısı onları hücresel bazlı diğer allojenik rejeneratif uygulamalardan daha güvenli ve daha ekonomik kılmaktadır.
REFERANSLAR:
Maia (2009). «Platelet-Rich Plasma in the Treatment of Induced Tendinopathy in Horses: Histologic Evaluation.» Journal of Equine Veterinary Science 29(8).